ÖZET: 14/2/2019 tarihli ve 112 sayılı VUK Sirkülerinde; 7101 sayılı 2004 sayılıİcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunla yapılan değişiklikler kapsamında iflas ertelemesi müessesesinin kaldırılarak konkordato müessesesinin getirilmesi sebebiyle; konkordato sürecine giren borçlulardan olan alacakların Vergi Usul Kanunu’na göre hangi durumlarda şüpheli alacak sayılacakları konusunda açıklama yapıldı.

— Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal etmiş alacaklar  için daha önce ayrılan karşılığa ilişkin herhangi bir düzeltme yapılmasına gerek  bulunmamaktadır.

— Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal etmemiş alacaklar için geçici mühlet kararının ilan edildiği hesap

dönemi itibariyle şüpheli alacak karşılığı ayrılabilir.

— Konkordato projesinin tasdik edilmesi halinde alacakların borçlu lehine vazgeçilen kısmı, değersiz alacak niteliğini kazanır  ve değersiz alacak ile bu alacağa isabet eden karşılık, konkordatonun tasdiki kararının ilan edildiği (bağlayıcı hale geldiği) hesap dönemi itibariyle değersiz alacak  olarak yok edilir.

— Şüpheli hale gelen alacak için bu dönemde karşılık ayrılması gerekmekte olup, ilgili olduğu hesap döneminde ayrılmayan karşılık sonraki hesap dönemlerinde dikkate alınamaz.

— Teminatlı alacaklarda şüpheli alacak karşılığı, teminattan geri kalan kısma inhisar ettiği için, konkordato uygulamasında da şüpheli alacak karşılığı ancak teminatı aşan kısım için uygulanır.

 

14/2/2019 tarihli ve 112 sayılı VUK Sirkülerinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda, 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunla yapılan değişikliklerle iflas ertelemesi müessesesinin kaldırılarak konkordato müessesesinin kapsamlı bir şekilde yeniden düzenlenmesi sebebiyle; konkordato sürecine giren borçludan olan alacakların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesi kapsamındaki durumuna ilişkin açıklamalar yer almıştır.

Bu açıklamalar aşağıdaki gibidir.

I-) VERGİ USUL KANUNUNUN ŞÜPHELİ ALACAKLAR  VE DEĞERSİZ ALACAKLARLA İLGİLİ DÜZENLEMELERİ

A-Değersiz Alacaklar

Vergi Usul Kanunu’nun  “Değersiz Alacaklar” başlığı taşıyan 322’inci maddesi aşağıdaki gibidir.

“Madde 322 – Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmıyan alacaklar, değersiz alacaktır.

Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler.

İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.”

B-Şüpheli Alacaklar 

Vergi Usul Kanunu’nun  “Şüpheli Alacaklar” başlığı taşıyan 323’üncü maddesi aşağıdaki gibidir.

“Madde 323 –  Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

  1. Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
  2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar; Şüpheli alacak sayılır.

Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.”

Şüpheli alacak ayrılmasında ayrıca aşağıdaki kurallara dikkat edilmesi gerekmektedir.

1) VUK’nın 323’üncü maddesinde şüpheli alacak uygulaması, alacağın ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesine özgülenmiş olması nedeniyle, bu mahiyette olmayan alacaklar için  şüpheli alacak uygulamasına gidilemez.

2) VUK uygulamasında, teminatlı alacaklarda şüpheli alacak karşılığı, teminattan geri kalan kısma inhisar ettiği için, konkordato uygulamasında da şüpheli alacak karşılığı ancak teminatı aşan kısım için uygulanır.

3) VUK uygulamasında, şüpheli hale gelen alacak için bu dönemde karşılık ayrılması gerekmekte olup, ilgili olduğu hesap döneminde ayrılmayan karşılık sonraki hesap dönemlerinde dikkate alınamaz.

4) Muaccel hale gelmediği için dava veya icra safhasına intikal ettirilmemiş olan alacaklardan, vadesi geçici ve kesin mühlet sürelerine rastlayanlar, vadenin dolduğu hesap döneminde şüpheli alacak uygulamasına konu edilebilir.

C- Vazgeçilen Alacaklar

Vazgeçilen alacaklar başlıklı 324’üncü maddesi ise aşağıdaki gibidir.

“Madde 324 – Konkordato veya sulh yoliyle alınmasından vazgeçilen alacaklar, borçlunun defterlerinde özel bir karşılık hesabına alınır. Bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlıyarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kar hesabına naklolunur.”

Tamamı İçin Tıklayınız

Kaynak: TÜRMOB